Dijital okuryazarlık bireyler için hayati öneme sahip! Yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgını var

Dijital okuryazarlığın en önemli işlevlerinden birinin doğru bilgiye nereden, hangi kaynaktan ulaşabileceğine dair bireylere farkındalık kazandırması olduğunu anlatan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Gül Esra Atalay, sosyal medya mecralarının yoğun bir şekilde kullanılmasıyla toplumda adeta yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgını olduğunu belirterek, bu salgından korunmak ya da en az hasarla kurtulmak için kullanıcıların sahip olması gereken bir dizi prensip mevcut olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Atalay, “İçeriği oluşturan kişi ya da kişilerin uzmanlığı, kaynağın yayınlandığı platformun güvenilirliği sorgulanmalı. Yine kaynakta sunulan kanıtlar, görseller, atıflar farklı kaynaklardan kontrol edilerek eleştirel bir süzgeçten geçirilmeli. Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak, yanıltıcı veya hatalı bilgilere maruz kalmayı önlemek açısından son derece önemlidir.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, dijital okuryazarlığının önemine işaret ederek, teknolojinin hızla gelişmesi ile bilgiye erişimin büyük ölçüde dijital teknolojiler aracılığıyla sağlanmaya başlandığını ve yaşamlarımızın birçok alanının dijital teknolojilerle birebir ilişkili hale geldiğini anlattı.

Dijital okuryazarlık, dijital platformlardaki güvenlik ve gizliliğe dair farkındalığı artırır

“Dijital okuryazarlık günümüzde bireyler için hayati bir öneme sahiptir” diyen Doç. Dr. Atalay, dijital okuryazarlığın çeşitli dijital kaynaklardan bilgi edinebilme, bu bilgileri eleştirel bir şekilde değerlendirme, dijital teknolojilerle etkili iletişim kurma ve teknolojik araçları etkili bir şekilde kullanma yetileri olarak tanımlanabileceğini anlattı.

Doç. Dr. Atalay, şöyle devam etti:

“Bu beceriler sayesinde bireyler, internet üzerinden hızlı ve geniş bir bilgi yelpazesine erişebilirler. Ancak bu bilgi bolluğu içinde, yanıltıcı veya düşük kaliteli bilgilerle de karşılaşma riski bulunmaktadır. Dijital okuryazarlık becerisi bu noktada çok önemlidir. Çünkü bireyleri bu tür bilgileri ayırt etme ve eleştirel bir perspektiften değerlendirme konusunda donatır. Dijital okuryazarlık, dijital platformlardaki güvenlik ve gizliliğe dair farkındalığı artırır. Bireyler, dijital okur yazarlık eğitimi aldıklarında kişisel bilgilerini koruma, çevrimiçi tehditleri tanıma ve dijital güvenlik önlemlerini alma konusunda daha bilinçli davranırlar.”

Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak hatalı bilgilere maruz kalmayı önler

Doç. Dr. Atalay, dijital dünyada çok sayıda içerik var olduğunu ancak bu içeriklerin hepsinin doğru ve faydalı bilgi içermediğini de kaydederek, dijital okuryazarlığın işlevleri hakkında bilgi verdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dijital okuryazarlığın en önemli işlevlerinden biri doğru bilgiye nereden, hangi kaynaktan ulaşabileceğine dair bireylere farkındalık kazandırmasıdır. Herhangi bir kaynağın doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirmeden önce kaynağı eleştirel bir gözle incelemek gerekiyor. Söz konusu içeriği oluşturan kişi ya da kişilerin uzmanlığı, kaynağın yayınlandığı platformun güvenilirliği sorgulanmalı. Yine kaynakta sunulan kanıtlar, görseller, atıflar farklı kaynaklardan kontrol edilerek eleştirel bir süzgeçten geçirilmeli. Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak, yanıltıcı veya hatalı bilgilere maruz kalmayı önlemek açısından son derece önemli. Özellikle sosyal medya mecralarında karşılaşılan içeriklere karşı çok daha şüpheci yaklaşmak şart.”

Sosyal medya platformlarında içerik neredeyse denetimsiz bir şekilde yayımlanıyor 

“İlgi çekici bir içeriğin doğrulanmadan, eleştirel bir süzgeçten geçirilmeden paylaşılması, çoğaltılması yanlış bilgi ve dezenformasyonun yayılmasına hizmet ediyor. Çünkü sosyal medya platformları kullanıcı üretimi içeriğe dayanan ve her isteyenin kolayca hesap açarak istediği içeriği neredeyse denetimsiz şekilde yayımlayabildiği mecralar. Gazete ya da televizyon gibi geleneksel medya araçlarında yer alan denetim ve editörlük süreçleri sosyal medyada bulunmuyor. Bu açıdan, dijital okur-yazarlık becerileri sosyal medyayı verimli, etkili ve zarara uğramadan kullanmak için son derece gerekli.”

Sosyal medya mecralarının yoğun kullanımı güvenilmez bilgi salgınına neden oldu

Dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığının dijital medya okuryazarlığı kavramında kesiştiğini anlatan Doç. Dr. Atalay, şunları ifade etti:

“Medya okuryazarlığı kavramının bugün dijital medya teknolojilerinin kullanımına ve tüketimine hâkim olmayı da kapsayan şekilde geniş bir perspektiften ele alındığını söyleyebiliriz. Sosyal medya mecralarının yoğun bir şekilde kullanılmasıyla toplumda adeta yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgını olduğunu biliyoruz. Bu salgından korunmak ya da en az hasarla kurtulmak için kullanıcılar olarak bizlerin sahip olması gereken bir dizi prensip mevcut. Dijital medyadan ulaştığımız ilgi çekici, şaşırtıcı, korkuya sürükleyen her bilgiye şüpheyle yaklaşmalıyız. Eleştirel düşünme son derece önemli. Önemli gördüğümüz, düşüncelerimize, davranışlarımıza ve yaşamımıza etki edecek içerikleri mutlaka birden çok kaynaktan doğrulamak gerekiyor. Özellikle bu tür içerikleri tekrar paylaşıma sokmadan önce iki kez kontrol etmeliyiz.”

Sosyal medya kullanımı için dijital okuryazarlık becerileri şart

Dijital okuryazarlığın, dijital platformlarda nasıl içerik oluşturulacağını bilmenin önemine de vurgu yapan Doç. Dr. Atalay, dijital dünyanın nezaket kurallarına hakim olan bireylerin dijital platformlarda daha etkili bir şekilde iletişim kurduklarını, dijital medya yoluyla kurulan sosyal ilişkilerde de belirli nezaket ve davranış kurallarına uyulmazsa olumsuz bir imaj çizilebileceğini ve ilişkilerin bundan zarar görebileceğini unutmamak gerektiğini belirtti.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay sözlerini şöyle tamamladı: “Sosyal medya kullanımı için dijital okuryazarlık becerileri son derece gerekli. Özellikle doğru ve değerli içeriği tespit etmek için bu platformların doğasını iyi bilmek ve buralarda karşılaşılan her bilginin gerçeği yansıtmayabileceğini, tanınmış, ünlü, önemli biri tarafından yapılıyor gibi görünen açıklamaların verilen bilgilerin sahte hesap kaynaklı olabileceğini akılda tutmak gerekiyor. Bu yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sırasında sosyal medyada şahit olduğumuz üzere, önemli ve ciddi kurumlardan yapılan açıklamalarmış gibi lanse edilen paylaşımlar insanları zor durumlara düşürdü, yardım çalışmalarının yanlış yönlendirilmesine, gecikmesine neden oldu. Dolayısıyla bir kez daha tekrar etmek gerekirse, sosyal medya söz konusu olduğunda şüpheciliği elden bırakmamak ve kaynağın doğruluğunu, paylaşımdaki görsellerin bahsi geçen konu, bölge, ya da kişilerle ilişkili olup olmadığını kontrol etmek gerekiyor.” 

Dijital okuryazarlığın en önemli işlevlerinden birinin doğru bilgiye nereden, hangi kaynaktan ulaşabileceğine dair bireylere farkındalık kazandırması olduğunu anlatan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Gül Esra Atalay, sosyal medya mecralarının yoğun bir şekilde kullanılmasıyla toplumda adeta yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgını olduğunu belirterek, bu salgından korunmak ya da en az hasarla kurtulmak için kullanıcıların sahip olması gereken bir dizi prensip mevcut olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Atalay, “İçeriği oluşturan kişi ya da kişilerin uzmanlığı, kaynağın yayınlandığı platformun güvenilirliği sorgulanmalı. Yine kaynakta sunulan kanıtlar, görseller, atıflar farklı kaynaklardan kontrol edilerek eleştirel bir süzgeçten geçirilmeli. Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak, yanıltıcı veya hatalı bilgilere maruz kalmayı önlemek açısından son derece önemlidir.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, dijital okuryazarlığının önemine işaret ederek, teknolojinin hızla gelişmesi ile bilgiye erişimin büyük ölçüde dijital teknolojiler aracılığıyla sağlanmaya başlandığını ve yaşamlarımızın birçok alanının dijital teknolojilerle birebir ilişkili hale geldiğini anlattı.

Dijital okuryazarlık, dijital platformlardaki güvenlik ve gizliliğe dair farkındalığı artırır

“Dijital okuryazarlık günümüzde bireyler için hayati bir öneme sahiptir” diyen Doç. Dr. Atalay, dijital okuryazarlığın çeşitli dijital kaynaklardan bilgi edinebilme, bu bilgileri eleştirel bir şekilde değerlendirme, dijital teknolojilerle etkili iletişim kurma ve teknolojik araçları etkili bir şekilde kullanma yetileri olarak tanımlanabileceğini anlattı.

Doç. Dr. Atalay, şöyle devam etti:

“Bu beceriler sayesinde bireyler, internet üzerinden hızlı ve geniş bir bilgi yelpazesine erişebilirler. Ancak bu bilgi bolluğu içinde, yanıltıcı veya düşük kaliteli bilgilerle de karşılaşma riski bulunmaktadır. Dijital okuryazarlık becerisi bu noktada çok önemlidir. Çünkü bireyleri bu tür bilgileri ayırt etme ve eleştirel bir perspektiften değerlendirme konusunda donatır. Dijital okuryazarlık, dijital platformlardaki güvenlik ve gizliliğe dair farkındalığı artırır. Bireyler, dijital okur yazarlık eğitimi aldıklarında kişisel bilgilerini koruma, çevrimiçi tehditleri tanıma ve dijital güvenlik önlemlerini alma konusunda daha bilinçli davranırlar.”

Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak hatalı bilgilere maruz kalmayı önler

Doç. Dr. Atalay, dijital dünyada çok sayıda içerik var olduğunu ancak bu içeriklerin hepsinin doğru ve faydalı bilgi içermediğini de kaydederek, dijital okuryazarlığın işlevleri hakkında bilgi verdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dijital okuryazarlığın en önemli işlevlerinden biri doğru bilgiye nereden, hangi kaynaktan ulaşabileceğine dair bireylere farkındalık kazandırmasıdır. Herhangi bir kaynağın doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirmeden önce kaynağı eleştirel bir gözle incelemek gerekiyor. Söz konusu içeriği oluşturan kişi ya da kişilerin uzmanlığı, kaynağın yayınlandığı platformun güvenilirliği sorgulanmalı. Yine kaynakta sunulan kanıtlar, görseller, atıflar farklı kaynaklardan kontrol edilerek eleştirel bir süzgeçten geçirilmeli. Birden fazla kaynaktan doğrulama yapmak, yanıltıcı veya hatalı bilgilere maruz kalmayı önlemek açısından son derece önemli. Özellikle sosyal medya mecralarında karşılaşılan içeriklere karşı çok daha şüpheci yaklaşmak şart.”

Sosyal medya platformlarında içerik neredeyse denetimsiz bir şekilde yayımlanıyor 

“İlgi çekici bir içeriğin doğrulanmadan, eleştirel bir süzgeçten geçirilmeden paylaşılması, çoğaltılması yanlış bilgi ve dezenformasyonun yayılmasına hizmet ediyor. Çünkü sosyal medya platformları kullanıcı üretimi içeriğe dayanan ve her isteyenin kolayca hesap açarak istediği içeriği neredeyse denetimsiz şekilde yayımlayabildiği mecralar. Gazete ya da televizyon gibi geleneksel medya araçlarında yer alan denetim ve editörlük süreçleri sosyal medyada bulunmuyor. Bu açıdan, dijital okur-yazarlık becerileri sosyal medyayı verimli, etkili ve zarara uğramadan kullanmak için son derece gerekli.”

Sosyal medya mecralarının yoğun kullanımı güvenilmez bilgi salgınına neden oldu

Dijital okuryazarlık ve medya okuryazarlığının dijital medya okuryazarlığı kavramında kesiştiğini anlatan Doç. Dr. Atalay, şunları ifade etti:

“Medya okuryazarlığı kavramının bugün dijital medya teknolojilerinin kullanımına ve tüketimine hâkim olmayı da kapsayan şekilde geniş bir perspektiften ele alındığını söyleyebiliriz. Sosyal medya mecralarının yoğun bir şekilde kullanılmasıyla toplumda adeta yanıltıcı ve güvenilmez bilgi salgını olduğunu biliyoruz. Bu salgından korunmak ya da en az hasarla kurtulmak için kullanıcılar olarak bizlerin sahip olması gereken bir dizi prensip mevcut. Dijital medyadan ulaştığımız ilgi çekici, şaşırtıcı, korkuya sürükleyen her bilgiye şüpheyle yaklaşmalıyız. Eleştirel düşünme son derece önemli. Önemli gördüğümüz, düşüncelerimize, davranışlarımıza ve yaşamımıza etki edecek içerikleri mutlaka birden çok kaynaktan doğrulamak gerekiyor. Özellikle bu tür içerikleri tekrar paylaşıma sokmadan önce iki kez kontrol etmeliyiz.”

Sosyal medya kullanımı için dijital okuryazarlık becerileri şart

Dijital okuryazarlığın, dijital platformlarda nasıl içerik oluşturulacağını bilmenin önemine de vurgu yapan Doç. Dr. Atalay, dijital dünyanın nezaket kurallarına hakim olan bireylerin dijital platformlarda daha etkili bir şekilde iletişim kurduklarını, dijital medya yoluyla kurulan sosyal ilişkilerde de belirli nezaket ve davranış kurallarına uyulmazsa olumsuz bir imaj çizilebileceğini ve ilişkilerin bundan zarar görebileceğini unutmamak gerektiğini belirtti.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay sözlerini şöyle tamamladı: “Sosyal medya kullanımı için dijital okuryazarlık becerileri son derece gerekli. Özellikle doğru ve değerli içeriği tespit etmek için bu platformların doğasını iyi bilmek ve buralarda karşılaşılan her bilginin gerçeği yansıtmayabileceğini, tanınmış, ünlü, önemli biri tarafından yapılıyor gibi görünen açıklamaların verilen bilgilerin sahte hesap kaynaklı olabileceğini akılda tutmak gerekiyor. Bu yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sırasında sosyal medyada şahit olduğumuz üzere, önemli ve ciddi kurumlardan yapılan açıklamalarmış gibi lanse edilen paylaşımlar insanları zor durumlara düşürdü, yardım çalışmalarının yanlış yönlendirilmesine, gecikmesine neden oldu. Dolayısıyla bir kez daha tekrar etmek gerekirse, sosyal medya söz konusu olduğunda şüpheciliği elden bırakmamak ve kaynağın doğruluğunu, paylaşımdaki görsellerin bahsi geçen konu, bölge, ya da kişilerle ilişkili olup olmadığını kontrol etmek gerekiyor.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*